Catherine the Great (Büyük Katerina) dizisi Chernobyl’in yapımcıları Sky Atlantic ve HBO tarafından çekilmiş Rus İmparatoriçesi ile ilgili yeni mini dizidir. “Büyük Catherine” tarihi bir diziden çok 18. yüzyıl Rusya’sının yaldızlı dekorunda olağanüstü bir ana karakteri olan kaliteli bir melodramdır.

Diğer dizilerde olduğu gibi “Catherine the Great” dizisini izlemeden önce basit bir sorunun cevabını bulmak önemlidir: Neden? İngiliz senaryo yazarları 2019 yılında neden İmparatoriçe II Katerina’yı anlatmaya karar verdiler? XVIII. Yüzyıl Rusya’sının tarihi hakkında bir dizi mi yapmak istiyorlardı? Kesinlikle hayır. Yazarlar tek bir şeye gerçek anlamda ilgi duyuyorlar: ana karakter. Senaristler Rus Çarı ile zorla evlendirilen, Rusça konuşamayan ama sonuçta Rus İmparatoriçesi olan Sophia Augusta Frederica‘nın inanılmaz hikayesiyle ilgileniyorlar. Bu büyük bir imparatorluğa hükmeden bir kadının hikayesidir.
Dizi güçlü bir kadının hikayesi olarak düşünüldüğünde izlemeye değer. Katerina’nın hikayesi, ilişkileri, deneyimleri, oğluyla ilişkileri, iktidar mücadelesi gibi unsurlar dizide kendine yer bulmuştur. Diğer her şey ise yani Rus-Türk savaşları, Bakan Panin, Pugachev ayaklanması ve Kırım’ın fethi gibi detaylar yok.
Fakat imparatoriçe Katerina ile general Potemkin arasındaki dokunaklı aşk hikayesi izlenebilmektedir. Büyükbabası devrimden sonra Rusya’dan kaçan bir Rus subayı olan İngiliz oyuncu Helen Mirren ve Avustralyalı oyuncu Jason Clarke‘ın inanılmaz oyunculukları sayesinde bu hikaye seyirciye başarılı bir şekilde aktarılıyor.

Helen Mirren her şeyi elde eden güçlü bir kadının imajını başarılı bir şekilde canlandırıyor. Çariçe onu dövüp işkence eden kocasından kurtulup tahta geçmeyi başarıyor. Katerina belirsiz ve beklenmedik bir şekilde aşkla karşılaşsa da imparatorluk onun için daha önemli bir yerde kalmaya devam ediyor. Ve bu mutluluğunu ana vatanı haline gelen ülke adına kelimenin tam anlamıyla feda etmeye zorlanan bir kadının hikayesidir.
Dizideki Katerina kadın olduğu gerçeğinin aldığı her bir kararı zorlaştırdığını ve tartışmalı hale getirdiğini çok net anlıyor. Bakanlar ve generaller çariçenin arkasından müstehcen cinsel tercihlerini konuştuklarında Katerina onları fark etmemek, daha güçlü olmak, Ruslardan daha Rus ve erkeklerden daha cesur olmak zorunda kalıyor.
Katerina’nın karakterinin en büyük kurbanı ise geleceğin imparatoru Pavel olur. İmparatorluğun kaygıları ile meşgul olan annesi onunla ilgilenmez ve Pavel’i Bakan Panin babasının hatıralarıyla eğitir. Hayatında bir annenin yokluğu bu zayıf çocuğu gelecekte yaşamını annesi için önemli olan her şeyi yok etmek veya mahvetmek için harcayacak olan gerçek bir zorbaya dönüştürür.

Ama “Catherine the Great” dizisinin ana hikayesi tam olarak İmparatoriçe ve Potemkin’in aşkı üzerine kurulmuştur. Birbirlerini seviyorlar ama birlikte olamıyorlar. Potemkin Kırım’ı fethetmesi, bir filo inşa etmesi için onu ikna ediyor, Katerina ise generalin tahtını elinden almaya çalışmasından korkuyor. Aralarında 25 yıl ve 20 santimetrelik bir fark vardır, ama Mirren ve Clark bir arada harika görünüyorlar.