Kaos Yürüyüşü (Chaos Walking) - Patrick Ness'in Ünlü Romanından Uyarlanan Bilim Kurgu Filmi

Kaos Yürüyüşü (Chaos Walking) filmi ile Patrick Ness’in ödüllü romanı Umut Bıçağı (The Knife of Never Letting Go) ekranlara taşınıyor. Yönetmenliğini Doug Liman’ın üstlendiği filmin başrollerinde Tom Holland ve Daisy Ridley yer alıyor.

Film ilk başta 1 mart 2019 tarihinde vizyona girecekti, ancak Lionsgate stüdyosu filmi izledikten sonra bir takım geliştirmeler yapılması gerektiğine karar verilerek çıkış tarihi ertelendi. Filmin 2020 yılında gösterime girmesi planlanıyor.

Filmin yönetmeni Doug Liman Yarının Sınırında (Edge of Tomorrow) adlı bilim kurgu filmi ile tanınmaktadır. Patrick Ness’in Umut Bıçağı romanının uyarlaması üzerinde Charlie Kaufman, Lindsey Beer, John Lee Hancock, Gary Spinelli, Andrew Gottlieb ve David Rosen gibi senaristler çalışmıştır. Ana karakteri Örümcek-Adam: Eve Dönüş filminin yıldızı 23 yaşındaki ingiliz oyuncu Tom Holland canlandırıyor.

Kaos Yürüyüşü (Chaos Walking) Filminin Konusu

Filmin konusuna gelecek olursak, olaylar dünya kıyameti sonrasında uzak bir gezegenin Prentiss adlı kasabasında geçiyor. Ana karakter Todd Hewitt anne baba sevgilisinin ne olduğunu asla bilemeyen genç bir adamdır. Gerçek şu ki Todd koruyucu bir ailede yaşıyor. Koruyucuları ailesinin arkadaşları olan Cillian ve Ben adında iki adamdır.

Yaşadıkları Prentiss kasabasında işler pek yolunda gitmiyor. Burası dünyalıların yaşadığı bir umut gezegenidir. Ancak burada her şey alışkın olduklarımızdan tamamen farklıdır.

Bu Yeni Dünya’da yaşayan herkes diğer insanların ne düşündüğünü duyma olanağına sahiptir. Burada “Gürültü” (The Noice) adı verilen bir virüs hakimdir. İnsanların gizli saklısı yoktur. Herkes birbirinin ne düşündüğünü, ne istediğini, ne hayal ettiğini duyabilmektedir.

Todd birdenbire sadece sessizliğin hüküm sürdüğü ve başka hiçbir şeyin olmadığı harika bir yer bulur. Üstelik Viola adlı bir kızla karşılaşır. Ve gerçeğin peşinden gitmek için Gürültünün hüküm sürdüğü kasabayı arkasında bırakması gerektiğini anlıyor.

Patrick Ness’in “Umut Bıçağı” Romanının Özeti

Umut Bıçağı Patrick Ness’in Kaos Yürüyüşü serisinin ilk kitabıdır. Ana karakter Todd Presstown adlı küçük bir şehirde yaşıyor, gerçi buraya daha ziyade kasaba da denilebilir. Bu kasabanın birçok özelliği vardır. Bunlardan biri sakinleridir. Presstown’da sadece erkekler yaşıyor. Evcil hayvanlar arasında bile dişi yoktur. Daha sonra ortaya çıktığı gibi, kadınlar bu Yeni Dünya’nın sakinlerine bulaşan bakteriden dolayı yok olmuşlar. Ama kadınların yokluğu sorunların sadece bir kısmıdır, virüs hayatta kalanlara Gürültü bulaştırmıştır.

Herkes bir kez de olsa başka birisinin düşüncelerini okumak istemiştir, değil mi? Yeni Dünya sakinlerinin eline böyle bir fırsat geçti. Ancak bu çok geçmeden kabusa dönüştü: Her şey duyuluyordu. Gürültü herkesin kafasına devasa bir çığ gibi düşen tutarsız düşünceler akışıydı. Susturulması imkansızdı. Ancak… bu Gürültü’den hiçbir şeyin saklanamayacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Prentisstown Todd Hewitt’in bile bilmediği sırlarla ve gizemlerle doludur.

Kitabın başında 13 yaşında olan kahramanın doğum gününe tam bir ay kalmış. Sonrasında Todd törenden geçip erkekliğe adım atacak. Ancak bir sabah şehrin ondan düşündüğünden çok daha fazlasını sakladığını öğrenir. Todd’un en iyi arkadaşları ve koruyucular Ben ve Cillian Prentisstown’ın tehlikede olduğunu ve çocuğun kaçması gerektiğini söylüyorlar. Nereye? O kısmı bilinmiyor. Ben Todd’a okuyamadığı bir harita veriyor, Prentisstown’da tek bir okul yok ve tüm kitaplar uzun süre öncesinde yakılmıştır. Todd haritayı okuyamıyor, o yüzden nereye kaçacağını da bilmiyor. Annesinin günlüğü, aynı zamanda Ben’in sözlerine göre tüm cevapların bulunduğu bir günlüktür, çözülmemiş bir sır olarak kalıyor. Üstelik şehirden uzaklaştıkça bu çözülmeyen bulmacalara yenileri ekleniyor. Örneğin, bu Boşluk nereden geliyor? Neden gürültü yok? Ve bu isimsiz kız kimdir, Yeni Dünya’ya nereden geldi, mikrop hepsini öldürmedi mi? Ve bunun gibi çok daha fazla çözülmemiş sır var.

Böylece Todd ve sevimli köpeği Manchee’nin yolculuğu başlıyor…