Amerikan dramatik gerilim filmi “Penceredeki Kadın” sinemaya A. J. Finn’in aynı adlı ve 2018 Ocak’ta basılır basılmaz hemen çok satanlar listesine giren romanından uyarlandı. Kitap 40 yaşındaki Amerikalı yazar Dan Mallory tarafından A. J. Finn takma adı altında yazıldı. Hayatı boyunca editör olarak çalışan Mallory’nin ilk ve tek romanıdır. “Penceredeki Kadın” ‘ın sadece ABD’de bir milyondan fazla kopyası satıldı ve şu anda 38 dile çevrilmiş durumda.
Filmin senaryo uyarlamasını Tracy Letts’ın yapmıştır. Yönetmen koltuğu “Pride & Prejudice” (Aşk ve Gurur) filmi ile tanınan Joe Wright’a emanet edildi. Yapımcılar Eli Bush, Anthony Katagas ve Scott Rudin olup filmin müziği Trent Reznor ve Atticus Ross tarafından beslenmiştir.
Ana karakteri 2016 yapımı Arrival II filminde de rol alan 45 yaşındaki Amerikalı oyuncu Amy Adams canlandırıyor. Julianne Moore ve Gary Oldman ise Amy Adams’ın canlandırdığı karakterin komşusu olan evli çifti oynuyorlar. Hem Gary Oldman hem de Amy Adams DC Comics karakterlerini farklı filmlerde oynadılar: Oldman Christopher Nolan’ın Dark Knight üçlemesinde James Gordon’u canlandırırken, Adams DCEU’da (DC Extended Universe) Lois Lane’i oynadı.
Konu benzerliğine rağmen “Penceredeki Kadın”‘ın Alfred Hitchcock’un imzasını taşıyan meşhur “Arka Pencere” (Rear Window) filmiyle bir bağlantısı yoktur. 1954’teki “Arka Pencere” filminde Alfred Hitchcock’un fotoğrafçı kahramanı, kırık bir bacağından dolayı geçici olarak tekerlekli sandalyeye mahkumdur, yapacak hiçbir şeyi yoktur ve komşularını dürbünle izlemektedir. Bir gün suça tanık olduğu ortaya çıkıyor. Polis ona inanmıyor, sadece hayal kuruyor, hatta can sıkıntısından görmediği olayları görmüş gibi anlatıyor diye düşünüyor. Sonunda gerçekten de sıradan bir hayalperestle karşı karşıya kaldığımızı anlıyoruz.
Penceredeki Kadın Filmi
Olaylar New York’ta yaşanıyor. Anna Fox başarılı bir çocuk psikoloğudur. Travmatik bir olaydan sonra kendisinde gelişen agorafobi rahatsızlığından dolayı işinden ayrılır ve evinden neredeyse hiç dışarı çıkmaz. Anna yalnız yaşıyor, alkol ve uyuşturucu kullanıyor. Fransızca öğreniyor, siyah beyaz gerilim filmleri izliyor, agorafobi rahatsızlığı ile ilgili bir foruma danışıyor. Ve bir kamerayla pencereden komşularının evinde olup bitenleri izliyor. Russell’lar evinin karşısına yeni taşınmış olan bir baba, bir anne ve bir oğuldan oluşan harika bir ailedir. Fakat bir gece başka insanların hayatlarını dikizlemek Anna için kabusa dönüşür. Anna korkunç bir suça tanık olur. Polise ulaşmak için evini terk etmek zorundadır ve bu onun için çok zordur.
Trendeki Kız tarzı romanları seviyorsanız muhtemelen Penceredeki Kadın’ı da çok beğeneceksiniz. Konusu oldukça sürükleyicidir.
Penceredeki Kadın Romanı Özeti
Amerikalı yazar Daniel Mallory siyah beyaz filmleri seviyor, onlarla büyümüştür. Neredeyse hiç arkadaşı olmadı, onların yerini genç Daniel’in neredeyse her gün gittiği bir sinema aldı. Bir röportajında Mallory uzun süredir ciddi bir akıl hastalığının üstesinden gelmeye çalıştığını kabul ediyor; ciddi bir depresyon geçirmiş, bu da agorafobi yani açık alan korkusu ile sonuçlanmıştır.
Elbette uyuşturucular, alkol ve haplar yardımcı olmadı, Daniel’in yataktan kalkamadığı günler oldu. Hastaya bipolar bozukluk teşhisi koyan ve uzun bir tedavi süreci için ısrar eden doğru doktora denk gelmemiş olsaydı muhtemelen “Penceredeki Kadın” romanını da yazmamış olacaktı. Mallory şu an 40 yaşında bir yazardır. Unisex bir takma ad olan A.J. Finn olarak agorafobi rahatsızlığı olan alkolik kadın hakkında bir roman yazdı. Kitap hızla başarıya ulaştı, inanılmaz satış rakamları yakaladı, basılır basılmaz hakları otuzdan fazla ülke tarafından satın alındı.
Anna Fox çocuk psikoloğudur, bilinmeyen nedenlerden dolayı kocası onu terk etmiş, genç kızını da yanına almıştır. Anna onlarla düzenli olarak telefonda konuşuyor, ayrılıklarında pahalı bir merlot ile teselli buluyor ve en sevdiği siyah beyaz filmleri izleyerek kısa akşamlar geçiriyor. Buna ek olarak Anna her gün alkolle ilaç içmemeyi söz verdiği doktoruyla telefon görüşmesi yapıyor (elbette arkasından hemen ilaçlarla alkol tüketiyor) ve sonra kamerasıyla komşularını izliyor.
Böyle akşamlardan birinde Anna evlerden birinde meydana gelen bir cinayete tanık oluyor, komşusu karısını öldürüyor. Tabii ki hiç kimse, ne polis, ne de telefondaki eşi, hatta iddia edilen katilin kendisi bile Anna’ya inanmıyor. Ayrıca masumiyetini kanıtlamak için polislere capcanlı ve sağlıklı karısını gösteriyor. Ancak bu Anna’nın daha önce tanıştığı kadın değil. Ayrıca çiftin Anna’ya bir şey söylemek isteyen, ama buna cesaret edemeyen ve bir şeyden açıkça korkan bir genç oğlu var. Burada okuyucu kitabın tüm gizemini çözdüğünü sanabilir. Ancak böyle olsaydı “Penceredeki Kadın” dünyanın 38 diline çevrilip çok satanlar listesine girer miydi? Ne de olsa romanın ilk yarısının bir benzerini en az birkaç kez diğer dedektif öykülerinde okuduk ve bir de Mallory’nin Paula Hawkins’in “Trendeki Kız” romanı olmasaydı hiçbir şey yazmazdım dediğini öğreniyoruz. Olayın aslı nedir?
Penceredeki Kadın’ın hikayesi bir tane beklenmedik bir olay içeriyor, ki bunu burada açıklamamız çok doğru olmaz, Anna’nın hikayesinin ilk başta göründüğünden çok daha trajik olduğu ortaya çıkıyor. Ancak bu olaydan sonra diğer tüm yaşananlar, İngiliz eleştirmen ve editör Davenport Adams tarafından bir zamanlar ifade edilen basit bir gerçeği hatırlatıyor: büyük sanatçılar taklit eder, yeteneksiz olanlar çalar. “Penceredeki Kadın” aslında şu anda kitap piyasasında popüler olan her şeyin başarılı bir derlemesi gibidir, bu yüzden de sinemaya uyarlaması da kaçınılmazdır.
Penceredeki Kadın Filminin Karakterleri ve Oyuncuları
- Anna Fox (Amy Adams)
- Alistair Russell (Gary Oldman): Anna’nın komşusu.
- Jane Russell (Julianne Moore): Alistair’ın karısı
- Ethan (Fred Hechinger): Alistair ve Jane’in oğlu.
- Ed Fox (Anthony Mackie): Anna’nın kocası
- Olivia Fox (Mariah Bozeman): Anna’nın kızı
- David (Wyatt Russell)
- Dedektif Little (Brian Tyree Henry)
- Bina (Liza Colón-Zayas)
- Steve (ses – Ben Davis)
- 911 Çağrı Merkezi – Diane Dehn
- Dedektif Norelli (Jeanine Serralles)
- Alex (Anna Cameron)
- Daymien Valentino
- Milanee Gordon
- Ava Matlock
- Gigi Jones
Penceredeki Kadın filminin çekimleri 6 Ağustos 2018’de New York’ta başladı ve 30 Ekim 2018’de tamamlandı. Temmuz 2019’da filmin test izleyicilerinin kafasını karıştırdığı bildirildi. Bu yüzden vizyon tarihi 2019’dan 2020’ye ertelendi ve film yeniden çekildi. 15 Mayıs 2020 tarihinde gösterimi planlanıyor.
