Shantaram yayınlanması büyük merakla beklenen yeni dizilerden biridir. Dizi Avustralyalı yazar Gregory David Roberts’in çok satan romanından uyarlanıyor. Romanın en büyük özelliklerinden biri ise yazarın gerçek hayat hikayesinden alıntılanmış olmasıdır.
Çağdaş edebiyatla ilgilenen herkes en azından bir kere bile olsa “Shantaram” kitabını duymuştur. Bu en çok satan kitapların olduğu rafları süsleyen, ateşli tartışmalara ve eleştirilere yol açan bir eserdir. Bu yüzden dünyanın dört bir yanından milyonlarca hayranı nefeslerini tutup dizinin yayınlanacağı tarihi sabırsızlıkla bekliyor.
Shantaram Hindistan’a kaçan bir suçlunun hayatını konu alan bir kitaptır. Ve sadece bir kitap değil aynı zamanda bir otobiyografidir. Tabii ki Shantaram bir sanat eseridir ve yazarın hikayesini bize birebir aktarmıyor, ancak çok fazla gerçek olay ve yer içeriyor. Yazar bu kitabı aracılığıyla okurlarına hatalarını itiraf ediyor ve bu şekilde arınmanın bir yolunu bulduğu söylenebilir.
Shantaram dizisinin çekilmesi fikri aslında yıllar önce oluştu. Daha doğrusu ilk olarak bir film çekilmesine karar verilmişti. Başrol oyuncusu olarak Russell Crowe veya Jonny Depp düşünülmüştü. Ancak proje uzun süre geliştirme aşamasında bekledikten sonra rafa kalktı. Sonunda Shantaram’ın televizyon dizisi olmasına karar verildi. Yönetmenliği Justin Kurzel, senaryo yazarlığını Eric Warren Singer üstlendiler ve dizinin çekimleri Avustralya’da başladı. Şu anda çekimler Hindistan’ın Bhopal kentinde devam ediyor.
Ana karakteri kral Arthur olarak tanıdığımız İngiliz oyuncu Charlie Hunnam canlandırıyor. Sons of Anarchy, Pacific Rim, King Arthur: Legend of the Sword ve Crimson Peak yapımlarındaki rolleriyle bilinen 39 yaşındaki oyuncu en son True History of the Kelly Gang, Triple Frontier ve Jungleland filmlerinde rol aldı. 2020’de vizyona girecek olan ünlü yönetmen Guy Ritchie’in The Gentlemen filminde de rol alan Charlie Hunnam uzun aradan sonra bir tv dizisinde rol alıyor. Ayrıca Brad Pitt’in yapımcılığını üstlendiği Vlad adlı korku filminin senaryo yazarlığını üstleniyor. Shantaram dizisinin oyuncu kadrosunda Charlie Hunnam ile birlikte Kavita rolünü canlandıran Radhika Apte ve Marty Nightingalem karakteri ile Richard Roxburgh yer alıyor. Kadrosunun geri kalanı henüz medyaya açıklanmamıştır.

Shantaram Dizisi Konusu
Dizinin konusu gerçekten çok merak uyandırıcıdır. Ana karakter bir bankayı soyuyor, hapse giriyor, hapishaneden kaçıyor, sahte pasaport düzenliyor, Hindistan’a taşınıyor, gecekondu bölgelerinde insanları iyileştiriyor, aşkıyla karşılaşıyor ve yerel mafya için çalışıyor … Hindistan’ın görkemli kar beyazı saraylarından gecekondu mahallelerinde hayatta kalmaya kadar ayrıntılı tanımını da eklersek konunun neden bu kadar merak uyandırdığı anlaşılıyor.
Özellikle anlatılan olayların kurgu değil, otobiyografi olması oldukça şaşırtıcıdır.
Shantaram Romanının Yazarı Gregory David Roberts’in Hayatı
Romanın yazarı Avustralyalı yazar Gregory David Roberts’tir. Yazarı dünyaca ünlü yapan eseri de Shantaram oldu. Gregory David Roberts’in hayatına sıradan gözü ile bakmak imkansızdır. Gerçekten de yazarın hayatını konu alan bir değil düzinelerce roman kaleme alınabilir.
Yazar 1952’de Melbourne’da doğmuştur. Yakınları, arkadaşları ve tanıdıkları onu her zaman nazik, samimi ve olumlu bir insan olarak tanıdı. Ancak kendisinin gerçekten böyle biri olduğu tartışılabilir ve geçmişte eroin bağımlılığı olduğu bilinmektedir.

Belki Gregory’nin başarısızlıkları onu uyuşturucuya itmiş olabilir. Evliliği sona ermiş
, kızının velayeti kaybetmişti. Sonrasında uyuşturucu bağımlılığı başladı ve öncesinde küçük devamında ise daha sonra büyük ölçekli soygunlar yapmaya karar verdi.Gregory’nin basında “soyguncu beyefendi” olarak biliniyor olması oldukça eğlenceliydi. Soygunlar için yalnızca ortalamanın üzerinde geliri olan kurumları seçiyordu, “üniforması” her zaman bir takım elbiseydi ve soygun yaptığı kişilere her zaman “teşekkür ederim” ve “özür dilerim” diyordu.
1978’de Gregory bir dizi dükkan ve bankayı soyguna uğrattı, mahkemeye çıkarıldı ve 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1980 yılında hapisten kaçtı ve 10 yıl saklandığı Bombay’e gitti. Ancak 1990’da Frankfurt’a uyuşturucu ithal ederken yeniden ele geçirildi. Avustralya’da onu 6 yıldan fazla bir süreliğine başka bir hapis cezası beklemekteydi.
Suçlu şaşırtıcı bir şekilde ikinci kez kaçmayı başardı. Doğrudur daha sonra Gregory fikrini değiştirdi ve cezasını tam olarak çekmek ve ailesiyle tekrar bir araya gelmek için hapishaneye geri döndü. Bu mahkumiyeti sırasında Hindistan’daki yaşamının yaklaşık 10 yılını anlatan “Shantaram” romanını yazdı. “Shantaram” kelimesi Hintçede “barış adamı” anlamına gelir ve yazar için büyük bir anlam ifade etmektedir.
Bir röportajında Gregory David Roberts ikinci hapis cezasını çektiği sırada kendi kendine doğru yolu seçeceğine söz verdiğini söyledi. Artık bir suçlu olmak istemiyordu ve dünyaya faydalı bir birey olmak için her şeye yeniden başlamak üzereydi. Neyse ki başardı.
Yazar 1997 yılında serbest bırakıldıktan birkaç yıl sonra kitabı yayınlandı. Sonrasında Avustralya’da bir süre yaşayan Gregory, Hindistan’a geri döndü ve burada fakirlere yardım amaçlı bir fon kurdu. Ve kızıyla ilişkilerini yoluna koymayı başardı.
“Shantaram” romanı neredeyse hemen başarılı oldu. Dünya çapında en çok satanlar arasına girdi ve 39 dile çevrildi. Tüm dünyanın dikkatini yazara çevrildi. Gazeteciler röportajlar için sıraya girdiler, hayranları posta kutularını mektuplarla doldurdular. Ancak Gregory David Roberts kısa bir süre sonrasında romanında her şeyi yeterince anlattığını belirterek röportaj vermeyi bıraktı.
Yazar günümüzde sosyal projelere ve ailesine mümkün olduğunca fazla zaman ayırmaya çalışıyor ve okurlarla buluşmaktan memnuniyet duyuyor.
2015 yılında Shantaram’ın devamı olan The Shadow of the Mountain adlı roman yayınlandı. Bu roman da şu anda ekrana uyarlama aşamasındadır.
Shantaram Romanının Özeti
Romanın ana karakteri on dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldığı Avustralya hapishanesinden kaçan eski bir yazar ve soyguncudur. Avustralya ve Yeni Zelanda’da bir süre geçirdikten sonra Lindsay Ford adına sahte bir pasaport düzenleyerek Bombay’e gelir.
Romanın olayları Bombay’de geçiyor. Kişisel özellikleri sayesinde Lin hızlı bir şekilde yerel halk ile kaynaşır ve arkadaşlar edinir. Kahramanın Hintli arkadaşının annesi ona Shantaram adını verir. Bu kelime “barış adamı” veya “Tanrı’nın barışçıl bir kader verdiği adam” anlamına geliyor. Shantaram küçük yasadışı işlemlerde aracılık yaparak geçimini sağlar. Sakinlerine tıbbi bakım sağladığı kokuşmuş bir gecekondu semtine yerleşir. Suçluların ortamında çok fazla tanıdık edinir. Bir ihbar sonucu korkunç koşullarda 4 ayını geçirdiği hapishaneye düşer. Serbest bırakıldıktan sonra Shantaram’ı oğlu olarak gören Bombay mafyasının önemli bir üyesi olan Abdel Khader Khan için çalışmaya başlar.
Lindsay para ve altın kullanarak yasadışı ticaretle uğraşıyor ve sahte pasaportlar düzenliyor. Kısa süre sonrasında en yakın arkadaşlarından ikisi ölür; Bu trajediyle baş edemeyen Lindsay, 3 ay boyunca eroin kullanarak eve kapanır. Khader Khan onu oradan çıkarır, ilerlemiş uyuşturucu bağımlılığının üstesinden gelmesine yardımcı olur. Sonra beraber Khader’in anavatanı olan Afganistan’a gitmeyi teklif eder. O zamanlar Afganistan savaşın içerisindedir. Lindsay bu teklifi kabul eder. İkisi karavanlarla Kandahar yakınlarındaki mücahidleri araç, silah ve ilaçlarla temin ediyorlar.
Afganistan’da Khader Khan ve ekibinin çoğu öldürülür. Lindsay mafya ile işbirliğine devam ettiği Bombay’e dönmeyi başarır.
Shantaram Romanının Önemli Karakterleri
- Lin (Lindsay Ford, Linbaba veya Shantaram) – Eski bir mahkum ve yazar, uyuşturucu bağımlısı. Avustralya hapishanesinden kaçtıktan sonra Lindsay Ford adına sahte bir Yeni Zelanda pasaportu düzenleyerek Bombay’e uçar. Karakterin gerçek adı romanda açıklanmaz.
- Prabaker Kharre – Lindsay’in arkadaşı. Sıcakkanlı ve iyimser bir Hintli genci, varoşlarda yaşıyor. Lin’in Hindistan’da tanıştığı ilk insandır.
- Karla Saaranen – Lin’in aşık olduğu ancak karanlık sırları olan İsviçreli güzel genç bir kadın.
- Abdel Khader Khan – yerel mafya klanının başı olan bir Afgan. Lin’in babsı gibi sevmeye başladığı zeki ve mantıklı ancak sert bir insan.
- Abdullah Taheri – Ayetullah Humeyni rejiminden kaçan İranlı bir mafya üyesi. Lin’le yakın arkadaş olurlar.
- Vikram Patel – Lin’in Hintli bir arkadaşı. Westerns ve kovboy tarzı meraklısı. Letty’ye aşık olur.
- Letty – Bollywood’da çalışan ingiliz bir kız.
- Lisa Carter – Madam Zhou’nun Saray’ında bir hayat kadını olan Amerikalı kız, Karla ve Lin tarafından kurtarılır.
- Nazeer – Khader’ın pek konuşkan olmayan koruması, başlangıçta Lin’den pek hoşlanmadığını belli eder.
- Maurizio Belcane – İtalyan sahtekar. Dış görünüş olarak çok yakışıklı, ama sinsi ve korkak bir insandır.
- Ulla – Alman hayat kadını, Saray’dan kurtarılır. Modena’nın sevgilisidir.
- Modena – Maurizio’nun ispanyol ortağı, Ulla’nın sevgilisi
- Didier Levy – Leopold’un müdavimi, Yahudi, eşcinsel ve hedonist. Lin’in tanıdığı.
- Kavita Singh – bağımsız Hintli gazeteci, feminist.
- Khaled Ansari – Mafya konseyinin bir üyesi, İsraillilerin tüm ailesini öldürdüğü bir Filistinli. Karla’nın eski sevgilisi.
- Abdul Ghani – Pakistanlı, Mafya konseyinin bir üyesi.
- Johnny Cigar – Gecekonduda yaşayan genç Hintli bir yetim. Lin ve Prabaker’ın arkadaşı.
- Madam Zhou – seçkin bir yeraltı genelevi olan “Saray” ın sahibi. Muhtemelen Rustur, zalim ve acımasızdır, gizli bir yaşam sürdürür.
- Kishan Mango Kharre ve Rukhmabai Kharre – Prabaker’ın babası ve annesi. Lin’e Shantaram adını veren kadın Rukhmabai’ydi.
- Parvati Khare – Prabaker’ın karısı
- Kazım Ali Hüseyin – Gecekondu mahallesinin yaşlısı
- Hassan Obikva – Nijeryalı, Afrika halkının yaşadığı Bombay bölgesini kontrol altında tutan mafya üyesi.
- Sapna – şehirde acımasız cinayetler işleyen gizemli bir karakter.
Shantaram: Gerçekler ve Kurgu
Gregory David Roberts’ın dediği gibi, romandaki bütün karakterler kurgusaldır ancak olaylar gerçektir. Yazar biyografisinin en tartışmalı olaylarını süsleme ve eksiklikler olmadan anlatmıştır. Gregory’nin yaptıklarını doğru değerlendirmesi ve kabul etmesi için kendine ve okurlarına karşı dürüst olması önemliydi.
Romanının ana karakteri gibi, yazar gerçekten de Hint mahallelerinde yaşamış, Bombay hapishanesinde yatmış, yerel mafya için çalışmış ve Afganistan’da savaşmıştır. Ancak Bombay’de romanda anlatıldığı gibi bir kadın yüzünden değil, başka nedenlerden dolayı kalmıştır.
İlk olarak yerel halkı ve dünyaya bakış açılarını sevdiği için böyle bir karara varmıştır. Gregory David Roberts gerçek anlamda yoksulluk içinde yaşayan Hintlilerin asla ağlamadıklarını, gülümsediklerini ve hayattan zevk aldıklarını vurgulamıştır.
Ve yazara cazip gelen diğer bir husus ise özgürlüktür. Avrupa ülkelerinde her şey düzenlidir. İnsanlar kurallarla yaşıyorlar. Hindistan’da ise bu kuralların yerine garip bir şekilde daha iyi çalışan kaos var. Buradaki tüm insanlar dünyanın en önemli kuralına göre yaşıyorlar: “Kimseye zarar verme”.
Hindistan’daki kahramanı Lin gibi Gregory de küçük yaralanma olaylarında insanlara ilk yardım sağlamıştır (sıçanlar ve köpeklerin ısırıkları gibi). Yaralar korkunç durumdaydı ve kenar mahallelerde neredeyse hiç sabun ve su bulunmadığından insanlar ölüyorlardı. Tüm bu yaralar yazarın dünyada gerçekten neyin önemli olduğunu anlamasına yardımcı oldu.
Geçimini sağlamak için Gregory karaborsada küçük işlerle uğraşmaya başlamıştı. Acımasız zorba bir kadın yüzünden yerel bir hapishaneyi boylamış ve burada yine o kadının emriyle çok kötü dövülmüştü. Yazar bu hapishanede kaldığı 4 boyunca 40 kilodan fazla zayıflamıştı. Mafya devreye girene kadar hayatı bir pamuk ipliğine bağlıydı. Gregory’ye mafya büyüğünün verdiği söz “Benim için çalışırsan, polis bir daha asla sana dokunmaz” oldu. Ve o da çalışmaya başladı.
Sonrasında yazarı para ve altın ticareti, Afganistan’daki savaş, sevdiklerinin ölümü ve yeni maceralar bekliyordu. Gerçi bunlar zaten romanda anlatılıyor.
Bu arada Bombay’de gerçekten de kitapta adı geçen Prabaker’ın adını taşıyan bir tur ofisi ve Leopold kafesi var. İçinde sıkça yazarın kendisine rastlanmaktadır.
Gregory David Roberts’in romanı yazması 6 yıldan fazla sürdü. Yazmaya başlamadan önce kitabın yapısını uzun uzun düşünmüş, karmaşık bölümler ve kısımlar planlamıştı. Romanın mimarisini oluşturmak yaklaşık 3 yılını aldı. Sonrasında roman elle yazılmış, ardından bilgisayara aktarılmış ve düzenlenmiştir.
Yazar şu anda 67 yaşındadır. Cenevre ve Bombay’de sade bir yaşam sürdürüyor, çok çalışıyor ve hayırseverlikle uğraşıyor. Bombay’deki Leopold adlı kafeye sık sık uğrayıp okurlarıyla ve eski dostlarıyla muhabbet ediyor. Lin’i tanıyorsanız yazarı da tanıyorsunuz demektir, ikisi birbirinden pek farklı değil.