Ünlü yazar Jack London’ın bir eseri daha sinemaya uyarlanıyor: Yabanın çağrısı. Filmin yönetmen koltuğunda Chris Sanders oturuyor, senaryo uyarlamasını Michael Green üstleniyor.
Yabanın Çağrısı filminin konusu: 1890’larda Buck adlı dost bir köpeğin hayatı Altın Avı döneminde bir anda değişiyor. Sonuç olarak evcil köpek Kaliforniya’yı terk etmek ve hızlı bir şekilde kızak köpeği ekibinin lideri olduğu Alaska’ya gitmek zorunda kalır. Burada atalarının çağrısı olan yabanlığını keşfetmeye başlar.
“Yabanın Çağrısı” animasyonla uzun metrajlı filmin bir karışımıdır ve baş rolleri Harrison Ford (John Thornton), Dan Stevens (Hal), Omar Sy, Karen Gillan (Mercedes) ve diğer oyuncular tarafından oynandı. Yerli sinemalarda film 20 Şubat 2020’de gösterime girecek.
Geçtiğimiz yazılarımızda birinde ünlü yazar Jack London’un eserlerinden yakın zamanda uyarlanacak filmlerin kısa bir listesine yer vermiştir. Merakla beklenen bu filmlerden biri de Yabanın çağrısı filmidir.
Yabanın çağrısının hikayesi şaşırtıcı bir şekilde Beyaz Diş’e benziyor
, ancak yalnızca aynadaki yansıması gibidir. Beyaz diş’te yazar bir kurtun nasıl bir köpeğe dönüştüğünü anlatmaktadır. İlk önce ormanın derinliklerinden gelip yavaş yavaş evcilleştirilir. Sonunda kuzeyden güneye doğru göç eder. Bu çalışmada ise bunun tam tersi, yani bir köpeğin kurda dönüşmesi anlatılıyor. İlk başta Buck adındaki bu köpek güneyde sakin bir hayat yaşıyor. Ama sonra köpek satıcılarının eline düşüyor ve sonrasında kuzeye gidiyor. Kuzeyde Buck’ın dönüşümü başlıyor ve sonra bir kurda dönüşüyor. Belki Beyaz Diş bile onun soyundan geliyor olabilir, çünkü annesi kurt köpek kırmasıydı. Beyaz Diş’i seviyorsanız, sonunun tamamen farklı bitmesine rağmen bu hikayeyi de seveceksiniz.
Kitabta nefes kesici olaylarla dolu birçok ilginç an konu ediliyor. Ancak zor koşullarda medeniyetten uzak bir yerde yaşamın doğasında zulüm ve acımasızlık vardır. Köpekler beceriksiz ellere düştüğünde, onlar için inanılmaz derecede üzülüyoruz. Fakat Buck zamanla bu topraklara oldukça iyi ayak uydurmayı başarıyor. Buck’ın Thornton’a olan sevgisini anlatan bölüm harikadır, ancak vahşi yaşam kaçınılmaz bir şekilde köpeği kendine çekiyor, kurt sürüsüne katılıyor, lidere dönüşerek yerel Kızılderilileri korkutuyor.
Jack London kitaplarında Amerika’nın kuzey atmosferini ustaca anlatıyor; böylece bize sıcak dairemizi terk etmeden başka bir dünyaya ve farklı bir döneme yolculuğa çıkma fırsatı veriyor. Bu gerçek kahramanların dünyası ve dönemidir, zor kaderleri olan, ancak demir karakterli ve yaşamaya inanılmaz istekli olan insanlar ve hayvanları tanıyoruz. Bu örnekler her daim okurlara ilham veriyor ve bu açıdan yeni “Yaban çağrısı” filmini de ilham veren filmler listesine dahil edebiliriz.
