celaleddin harezmşah

Yeni dizi: Celaleddin Harezmşah dizisi yakında geliyor. Celaleddin Harezmşah Kimdir?

Dizi Haberleri

Harezmşahlar Devleti’nin son hükümdarı Celaleddin Harezmşah’ın hayatı dizi oluyor. Diriliş Ertuğrul dizisinin senaristi ve yapımcısı Mehmet Bozdağ önümüzdeki ay Celaleddin Harezmşah dizisinin çekimlerine başlanacağını açıkladı.

Celaleddin Harezmşah’ın hayatını konu alan dizi için yaklaşık bir yıldır araştırmalar yapılıyor. Temmuz ayında dizi ile ilgili Özbek tarafı ile anlaşma imzalanmış. Önümüzdeki ay oyuncu seçimi ve çekimlere başlanacak.

13 bölümden oluşması planlanan Celaleddin Harezmşah dizisinin çekimleri Türkiye ve Özbekistan’da yapılacak.

Özbekistandaki Celaleddin Harezmşah Heykeli

Celaleddin Harezmşah Kimdir?

Harezmşah devletinin son hükümdarı Celaleddin Harezmşah çoğunu sefer ve savaşlarda geçirdiği 32 yıl yaşamıştır. Alaeddin Muhammed ve Ayçiçek Hatunun oğlu olarak doğmuş ve 1220 yılında tahta çıkmıştır.

Birinci yüzyılın başlarında Harezmşah devleti gücünün zirvesindeydi. Sınırları Basra Körfezi’nden Aral Denizi’ne ve Transkafkasya’dan Çin’e kadar tüm Orta Asya’yı kontrol altına almaktaydı. Bu çöllerin ve dağların krallığının incisi Orta Çağ’ın en zengin şehirlerinden biri olan Harezm şehriydi. Celaleddin’in babası olan Alaeddin Muhammed 1218 yılına gelindiğinde, Harezmşahların emri altında olan dünyanın en büyük ordusuna sahipti. Bu ordunun sayısı bir milyon kişiye ulaşmaktaydı (yaklaşık piyade ve süvarilerin sayısı buydu).

Alaeddin Muhammed Hindistan’ın kuzeyini fethederek sınırlarını önemli ölçüde genişletmeyi başarmıştı, ancak bu fetih sürecinde yeni ve hiç beklenmedik bir tehditle karşı karşıya kaldı. Doğudan gelen tehdit Moğollardı. Cengiz Han’la karşı karşıya kalan Alaeddin bir yöneticinin ve bir askeri liderin yapmaması gerektiği gibi davrandı: korkaklık, kararsızlık ve anlamsız zalimlik gösterdi. Annesinin ısrarı üzerine ittifak teklif eden Moğol elçilerini öldürttü ve Toğaçar Noyan ile Sübedey birlikleri Harezm’i işgal ettiğinde ise savaşmaya cesaret edemedi.

Yine de savaşmak zorunda kaldı. 1218’de Harezm ordusunun Moğolları durdurduğu görkemli bir savaş yapıldı. Yenmedi ama saldırıyı engelledi. Alaeddin bu savaştaki başarısını 19 yaşındaki oğluna borçluydu. Genç Celaleddin sağ kanatın komutasındaydı.

Moğol ordusunun sol kanadını ezmeyi başararak savaşı kazanmalarını sağladı. Moğollar gittiler ancak birkaç ay sonra Cengiz Han Harezm’i ele geçirmeleri için 50.000 kişilik bir ordu gönderdi. Ordu elle tutulur bir çaba göstermeden düşmanın topraklarına geçti. Moğollar neredeyse hiç direnişle karşılaşmadan şehri kolayca aldılar.

Birbiri ardına en zengin Otrar, Hocent, Taşkent, Buhara, Merv, Nişabur, Ürgenç ve sonunda başkent Semerkant ele geçirildi. Bütün bu savaşlarda canice kan dökülmüştü. Sadece Merv’de yaklaşık yarım milyon vatandaş öldürüldü. Alaeddin halkının yardımına gelmedi. Çok önemli bir anda panikledi.

Harezmşah Semerkant’ın savunması için birlikler topladı, ancak bilinmeyen bir nedenden ötürü başkentten çekildi ve doğuya gitti. Adamları dağıldırlar. Alaeddin sadece bir yıl içinde Asya’nın en güçlü yöneticisinden yoksul bir dilenciye dönüştü. Harezmşah yüz yıllarca sürgün edilenleri barındıran Hazar Denizi’ndeki küçük Abeskun adasında öldü.

Söylenilenlere göre öylesine fakirleşmişti ki son hizmetçisi hükümdarın yerde yatan vücudunu örtecek bir bez parçası bile bulamadı. Herkes için Harezmşah sonu gelmişti, Celaleddin hariç.

Babasının ölümünden sonra 21 yaşına henüz basmamış olan Celaleddin Mengüberti, Harezmşah oldu. Ancak atalarından kalma mirası Moğollara aitti. Genç hükümdar korkmadı. Kendisini Semerkant’ın yöneticisi ilan etti ve Cengiz Han’a bir mektup yazdı. Mektupta ondan aldığı her şeyi iade etmesini talep ediyordu. Daha sonra üç yüz kişiyi toplayarak bir ordu oluşturdu ve İran’ın kuzey doğusundaki bir bölge olan Horasan’a gitti. Burada Celaleddin Moğollara karşı ilk zaferini kazandı. 700 süvari ordusuna saldırdı, onları yendi ve iki kişi hariç diğerlerini öldürdü.

Bu “şanslı” iki kişi genç Harezmşahın niyetinin ciddi olduğunun canlı birer kanıtı olarak Cengiz Han’a gönderildiler. Böylelikle Horasan Celaleddin’in yeni üssü oldu. Buradan Moğollardan memnun olmayan herkese elçiler gönderdi. Yeni savaşçılar çok hızlı bir şekilde bayraklarının altına akın etmeye başladı. Gelenler arasında babası Timur-Malik’in en iyi generallerinden biri de vardı.

Birkaç ay içeriisnde genç şah 70.000 kişilik bir ordu topladı ve doğrudan Semerkant’a taşındı. İki küçük erkek kardeşinin başarısızlığı olmasaydı ordusu daha da büyük olurdu. Kardeşleri Celaleddin ile birleşmek için yola çıktılar, ancak Shigi Kutuku’nun Moğol ordusuna rastladılar. Moğollar onları oldukça kolay mağlup etti, sonuç olarak Harezmşah’ın her iki erkek kardeşi öldü.

Kutuku bu cinayetin bedelini kötü ödedi. İki ordu Moğol komutanının mağlup edildiği Parvan savaşında çarpıştı. Celaleddin konumunu ustalıkla amaçları için kullandı. Kayalara okçular yerleştirdi, böylece düşmana yüksekten ok fırlattılar. Kutuku’nun süvari ordusu devasa kayıplara uğradı ve Harezm ordusunun piyade sistemini geçemedi.

Geri çekildiklerinde Celaleddin saldırıya geçti ve 30.000 kişilik Shigi ordusunu tamamen yok etti. Bu Cengiz Han’ın hükümranlığı boyunca Moğolların karşılaştırkları en büyük yenilgisiydi. Yeni İmparatorluğun efendisinde bu fiyasko çok ciddi bir etki yaptı. Cengiz Han, Semerkant’ı planlarına rağmen terk etmedi, orduyu Celaleddin’e yöneltti. Ancak Celaleddin uzun süre savaşı savuşturdu. Manevra ve yer deiştirmelerle küçük saldırılar yapmaya çalıştı. Ancak sonunda Cengiz Han düşmanını çıkmaza sokmayı başardı. Celaleddin’in ordusu İndus’a doğru sıkıştırıldı, geri çekilecek yer yoktu.

Harezmşah 9 Aralık 1221’de gerçekleşen savaşı kaybetti. Moğolları tuzağa düşürmeyi umarak hilâf birlikleri oluşturdu ve kanatlardan saldırdı. Ancak başarılı olmadı. Cengiz Han önce kanatlara, sonra da merkeze saldırdı. Savaş neredeyse tüm gün sürdü, gün batımına doğru genç Şah’ın bu savaşı kazanamayacağı belli oldu. Bunun üzerine Celaleddin adamlarına haremini ve çocuklarını nehirde boğmalarını emretti, böylece düşmanın eline geçemeyeceklerdi!

Kendisi de ordusunun kalanıyla birlikte suya atladı. İronik olarak Harezmşah kurtuldu ancak tüm hareminden yalnızca sevgili karısı ve küçük oğlu kurtuldu. Her ne kadar sevgili eşinin ve oğlu Muhammed’in kurtulma hikayesi bir efsaneye benzese de, aşağıdakileri dikkat almak önemlidir: Hükümdarın kendisi de İndus’un diğer tarafına yüzerek geçti, ama sevdikleri yine de yakalandı. Acı bir kader onları bekliyordu. Kadın ve küçük Muhammed hemen bıçakla öldürüldüler. Moğolları nehrin diğer taraftan kılıçları ile tehdit eden mağlup olmuş düşman ise güneydoğuya doğru ilerledi.

Celaleddin çöktü ama pes etmedi. Zayıflamadı ama çok daha acımasız bir insana dönüştü. O artık affetmiyordu ve sadece Moğolları değil. Celaleddin’in etrafında topladığı ilk şey yıkılmış ordusundan geri kalanlardı. Birlikte Hindistan’ın içlerine gittiği dört bin askeri vardı. Görünüşe göre bir planı yoktu. Sonrasında Celaleddin iki zafer kazandı, Delhi’yi aldı ve yeni başkenti ilan etti. Bunun sürgündeki Harezmşah devleti olduğunu söyleyebiliriz. Celaleddin kendine hükmedebileceği yeni bir devlet buldu.

Neyse ki çevresindeki prensler onunla rekabet edemedi. Harezmşah mal varlığını hızlı bir şekilde genişletti ve hatta Moğolların arkasından geçerek İran topraklarına baskın yapmaya başladı. Tabii bu süre boyunca Celaleddin Cengiz Han’ın sevdiklerini öldürmesini affedemedi. Üç yıl boyunca gücünü arttırdı ve görünüşe göre Delhi’de kalma ihtimalini bile düşünmedi. 1225’te son yolculuğunda sonsuza dek Hindistan’dan ayrıldı. Ordusu Transkafkasya’yı işgal etti, birleşmiş Gürcü-Ermeni ordusunu birçok kez yenilgiye uğrattı ve birkaç kale işgal etti. İşgalin doruk noktası Celaleddin’in Gürcü-Ermeni birliğinin 30.000 kişilik ordusunu yendiği Garni savaşıydı.

Hile yaparak onları bir tepedeki avantajlı konumlarından uzaklaştırmayı başardı. Ardından Tiflis’in acımasız işgali ve daha birçok başarılı savaş yapıldı. Celaleddin Moğolları çekmeyi ve onları dağlarda savaşmaya zorlamayı umuyordu. Fakat onlar yalnızca bir kez tepki gösterdiler ve Ray şehrine çok küçük bir mühimmat yolladılar.

Celaleddin yerel başarılardan memnundu, ancak planlar iyi gitmedi. Harezmşah müttefik bulma yeteneğini kaybetti ve çok değişti. Aksine düşmanlarının sayısı arttı. Adamları işgal altındaki bölgelerde öfkelenerek yalnızca Moğolları değil aynı zamanda yerel sivil nüfusu da öldürdü.

Celaleddin Akılcı bir politikacıdan tüm canlılar için intikam dolu savaşçıya dönüştü. Tiflis’in ele geçirilmesi sırasında adamlarının şehirdeki bütün kiliseleri tahrip ettiği bilinmektedir. İşgal altındaki bölgelerde yeni vergiler getirdi. Harezmşah’ının adamları bölge halkına vermek zorunda kaldıklarını açıklaayıp daha sonra zorla el koymaya başladılar.

Celaleddin her geçen gün hedefinden uzaklaşıyordu. 1227’de Cengiz Han öldü, ancak Harezmşah savaş alanında onunla bir daha hiç karşılaşmadı. 1228’de Moğollar bir koalisyon kurdular. Acımasız fatihlere karşı Moğollar, Rum Saltanatı, Kilikya Ermenistanı ve hatta o zamanlar Asya’da çok fazla mal sahibi olan ve her an saldırı altında olabilecek Mısır bile birleşti. Celaleddin tarafından kontrol edilen bölgelerde ortaya çıkan ayaklanma bardağı taşıran son damla oldu.

Elbette isyanı bastırdı ve bunu özellikle zalimce yaptı. Ancak bu onun son zaferiydi. Kısa süre sonra Ermeniler tarafından ve iki kez Alaeddin Keykubad tarafından yenilgiye uğratıldı. Ordunun kalanı ile birlikte Celaleddin Hindistan’a girmeye çalıştı ama Moğollar tarafından karşılandı ve tekrar yenildi.

Sonrasında olanların hepsi acı doluydu. Celaleddin bir yılı aşkın bir süre kaçıştaydı. İttifak bulmaya çalıştı. Orta Doğu’daki bazı şehirleri hala bir şekilde ellerinde tutan Haçlılara haberciler bile yollamıştı. Nedense kimse onu desteklemek istemedi. Bu arada birliklerinin kalanları dağıldı. Bir zamanlar babasını adamları böyle yalnız bırakmışlardı

Harezmşah’in uğruna savaşlar verdiği amaç uzun zamandır kendisi tarafından unutulmuştu. Eski malların geri dönüşünün artık tamamen imkansız bir hale geldiğinden bahsetmiyoruz bile. Sonunda Moğollar kaçakların izini sürdü ve peşlerinden adamlarını gönderdiler. Celaleddin Türkiye’nin doğusundaki dağlara sığındı ve hayatının son günlerini bir mağarada yaşadı. Burada ölüm onu ​​ele geçirdi. Şah adı tarihe geçmemiş biri tarafından öldürüldü.

Celaleddin savaşını kaybetti, ancak Orta Asya’da daha sonra mitolojik bir kahraman haline geldi. Aslında Cengiz Han’a herkesten daha fazla sorun çıkarmıştır. Genç Harezmşah büyük hanın planlarını mahvetmiş ve Moğol ordusuna tarihinin görkemli döneminde en büyük yenilgisini vermişti.

Ancak İndus kıyılarındaki savaş Harezm’deki gücünü yeniden kazanması için tek şansıydı. Ve bu savaşta genç ve cesur komutanın tecrübeli birine karşı ne yazık ki hiç şansı yoktu.

Bunu Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir